24 Aralık 2014 Çarşamba

Çarpı İşi Deniz Feneri

Sonunda uzunca bir zamandır yapmayı istediğim çarpı işine bende el attım. Çocukluğumdan beri hayran olmamın ve son zamanlarda özellikle nette sık sık karşılaştığım birbirinden güzel modellerin büyük etkisi sayesinde tabii...


Ablamın oğluma hediye ettiği çerçeveyi, ilk denemem için gözüme kestirdim. Martı ve yelkenli figürü olan bu çerçeveye bir deniz feneri işlemek uygun olur düşüncesi ile yola çıktım ancak, acemilikten olsa gerek, deniz feneri şablonu bulamadım. Bende kendime göre bir desen çizdim ve işledim. 

Tam da doğum günü öncesi oğluma güzel bir sürpriz oldu bu çerçeve... Ve tabii, kızıma yapacağım kelebeğe başladım bile...




19 Kasım 2014 Çarşamba

Kalburabastı Tatlısı



Nedense şerbetli tatlılar yapmayı, bugüne kadar çok az denemişliğim var. Bunda tatlı ile aramın çok iyi olmamasının da etkisi var sanırım. Ancak annemde yediğim nefis kalburabastı tatlısından sonra, bu konudaki fikrim tamamen değişti. Sanırım bu güne kadar benim yaptığım ve yediğim en kolay, en hafif ve en lezzetli şerbetli tatlılardan biri oldu bu kalburabastı tatlısı. Hatta geçtiğimiz bayramda baklava yerine bu tatlıyı yapmayı tercih ettim...

Malzemeler:

  • 2 su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı su
  • 1 paket kabartma tozu
  • 3 yemek kaşığı irmik
  • İçine kullanmak için ceviz
  • Aldığı kadar un
Şerbeti için;

  • 2 su bardağı şeker
  • 2 su bardağından az eksik su
  • 1 dilim limon
Hazırlanması:

  1. Önce şerbet pişirilir, soğumaya bırakılır.
  2. Tüm malzemeler eklenir ve kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edilir.
  3. Hamurdan ceviz büyüklüğünde bir parça koparılır. Elimizle açtığımız bu parçanın ortasına ceviz konur ve kenarları kapatılır.
  4. Kapatılan hamurun üzeri, (rende gibi) delikli şekli olan bir yüzeye bastırılır. 
  5. Üzeri pembeleşene kadar fırında pişirilir. Fırından çıkınca üzerine soğuk şerbet dökülür. Şerbet soğuk, kalburabastı sıcak olacak...

16 Ekim 2014 Perşembe

Annemin Elinden Patchwork

Ne zaman bir dikiş makinesi sesi duysam, çocukluğum gelir aklıma. Çünkü annem, her ne kadar dikiş öğretmenliğini bıraksa da, dikişi hiç bırakmamıştı. Dört kardeş olan bizim kıyafetlerimizi dikmenin yanı sıra, dikiş konusunda da yardım isteyen herkese de yardım ederdi.



Tabi yıllarca dikiş ile haşir neşir olunca da, evde baya bir kumaş birikmişti. Annem bu kumaşları değerlendirmek için bizlere patchwork yatak örtüleri yaptı. Özellikle mevsim geçişlerinde çok sık kullandığımız örtülerden bir kaçını fotoğrafladım.


Oldukça zahmetli olan kumaşları dikdörtgen parçalar halinde kesme işleminden sonra, bir o kadar daha uğraştırıcı olan kumaşları birleştirme işlemi geliyor. Annem, kumaşların altına sıcak tutması için metre işi aldığı elyafı diktikten sonra, en altına da pamuklu astar dikti. 


Bu sayede hem kalan kumaşlar değerlendi, hem de anne eli değmiş, sıcacık örtülerimiz oldu... 

5 Ekim 2014 Pazar

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun

Herkesin kurban bayramını tebrik eder, sevdikleriyle birlikte daha nice sağlıklı, mutlu ve huzurlu bayramlar geçirmesini temenni ederim...
İnşaallah tüm dünyada ve özellikle komşu ülkelerimizde de savaşlar son bulur ve oralarda da hiç solmayan bayram çiçekleri açar...

4 Eylül 2014 Perşembe

Hello Kitty Temalı Doğum Günü

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba,
Araya bir yaz tatili, bir bayram tatili girdi derken şimdi buralardayım. 
Yaklaşık iki ay önce ablamın şirin kızı Süeda için hello kitty temalı bir doğum günü hazırlamıştık.
Doğum günü pastasını ablam yapmıştı. 

Masaya tabii ki pembe renk hakimdi...

Bende şirin kızımıza, şirin hello kitty kurabiyeler hazırladım...

Süeda, odanın süslendiğini hiç görmediği ve beklemediği için gerçekten çok şaşırdı...

Masadan leziz bir görüntü...

Şimdi bu gülümseten görüntülere ara verip, okul hazırlıklarına başladık biz. Tüm okula başlayacak öğrencilere ve annelere şimdiden başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Bizim küçük kızımız Serra Nur'umuz da bu sene 1. sınıfa başlayacak hayırlısıyla...

Diğer hesaplarım;






5 Temmuz 2014 Cumartesi

Limonlu Parfe

Limon, kış aylarında C vitamini deposu olarak mucizevi şifa kaynaklarımızdan olduğu gibi, yaz aylarında da ferahlatıcı etkisi ile mutfaklarımızda vazgeçemediklerimizden...
Geçen sene biricik komşum Ayşe ablamdan aldığım limonlu parfe tarifi, bizim sıcak yaz günlerinde en sevdiğimiz tariflerden biri oldu. Tadı aynı zamanda limonlu dondurmayı anımsatan, bir o kadar da kolay hazırlanması ile, ferahlatıcı bir lezzet;



Malzemeler:
  • 2 paket krema veya 2 paket kremşanti (kremşanti kullanacaksınız, 1 su bardağı süt) 
  • 2 limon (1 limonun kabuğu, 2 limonun suyu )
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • Burçak bisküvi (bebe bisküvisi veya herhangi bir bisküvi de olur.)


Hazırlanması:
  1. Yumurtalar ve şeker en az 10-15 dakika çırpılır. 
  2. 1 limonun rendelenmiş kabuğu ve 2 limonun suyu, krema (Krema yerine kremşanti kullanacaksanız, kremşantiyi 1 su bardağı süt ile çırpmalısınız.) hepsi çırptığımız yumurtaya eklenir ve biraz daha çırpılır.
  3. Rondodan çekilen bisküvi borcamın en altına yayılır, üzerine hazırladığımız karışım dökülür ve buzlukta donması beklenir.
  4. Servis yapacağımız zaman buzluktan çıkarıp dilimlediğimiz limonlu parfenin üzerine yine rondodan çekilmiş bisküvi serpilir.
Afiyet olsun...


21 Haziran 2014 Cumartesi

Peynirli, Gofretli Tatlı

Babalar gününden bir gün önce, çocuklar televizyonda izlediğimiz ve yapımı oldukça kolay olan peynirli tatlı tarifini görünce, babalarına bu tatlıyı yapmak istediler. Bana da malzemeleri bir araya getirmek ve onların heyecanlarına ortak olmak kaldı.


Malzemeler :
  • 100 gr krema
  • 100 gr labne peyniri
  • 2 yemek kaşığı pudra şekeri
  • bir paket fındıklı gofret
  • bir avuç dövülmüş fındık
Hazırlanması :
  1. Önce krema bir kapta çırpılır. Ardından labne peyniri ve pudra şekeri de eklenerek biraz daha çırpılır. En son dövülmüş fındıkların bir  kısmı da eklenir ve kaşık yardımı ile karıştırılır.
  2. Tatlıyı servis yapacağımız kapların en altına elimizle küçük parçalara ayırdığımız fındıklı gofret, üstüne de hazırladığımız krema konulur.
  3. Süslemek için dilerseniz çikolata veya mevsim meyvelerini kullanabilirsiniz. En üste de kalan fındıklar konulur.
  4. Not: Ben üstünü süslemek için, süt ile erittiğim bitter çikolatayı kullandım. 
Diğer tüm tariflerim burada...

16 Haziran 2014 Pazartesi

Keçe ve Taç

Birbirine çok yakıştırdığım bir ikili keçe ve taç. Bir araya geldiklerinde rengarenk güzellikler katıyorlar hayatımıza. Bu yüzden sanırım hobi alışverişlerimde aklıma ilk gelenler onlar oluyor. Tabi taç takmayı çok seven kızımın da oldukça büyük bir katkısı var benim bu durumuma...
Bir dolap düzenleme esnasında, geçen sene aldığım keçe figürler elime geçince, bir kenarda süslenmeyi bekleyen taçlar aklıma geldi. Ve ortaya çıkan sonuç, o gün pek de neşesi olmayan kızımı oldukça sevindirdi.

Yeşil kelebek figürü hazır, yalnız ben altına pembe renk keçe yapıştırdım. Üzerine de kırılan bir tokadan kalan pembe kelebeği yapıştırdım ve sıcak silikon ile sade bir taca monteledim.
Yine hazır aldığım yeşil çiçek figürüne kızımın kopan kolyesinin boncuklarını yapıştırdım ve çiçeği taca silikonla monte ettim.

Sanırım taç yapmayı sevmemin bir başka nedeni daha var. Kızım için, ona özel yaptığım bir şeyi onun üzerinde görmek beni çok mutlu ediyor. 
Hayırlı, sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir hafta geçirmeniz dileklerimle...


11 Haziran 2014 Çarşamba

Kalpli Kumaştan Etek

Her ne kadar dikiş makinasının başına fazla oturacak fırsat bulamasam da, iki arada bir derede gittiğim kumaşçılara şöyle bir göz atacak fırsat buluyorum. En son, diktiğim mutfak takımının kumaşını alırken, üzerinde mink kalp desenleri olan kot kumaş dikkatimi çekti. Kızıma etek dikmek için uygun olacağını düşünerek hemen aldım kumaşı. Bu aralar kendisi sürekli etek giymek istiyor, haliyle onun bu isteği de benim kumaş alışverişime ve dikiş makinası ile geçirdiğimiz nadide dakikalara yansıyor.

Evde olan bir eteğinin ölçülerine göre, üç parçalı kestiğim eteğin beline de lastik geçirdim. 


Etek ucunu dikerken, kumaşı eteğin ön yüzüne doğru kıvırarak diktim.


Kumaşın tersinden kestiğim kalp şekillerini de, eteğe aplike yaptıktan sonra, eteğimiz giyilmeye hazır hale geldi...
En kısa zamanda yeni dikiş maceralarımla görüşmek üzere herkese huzurlu, sağlıklı ve mutlu günler diliyorum...




27 Mayıs 2014 Salı

Çikolatalı Kurabiye

Kurabiyenin en lezzetli hallerinden birisi bu çikolatalı kurabiye. Aynı zamanda pratik tarifi ile de, mutfağa girdiğimde akla ilk gelenlerden oluyor bizim evde. Tarifi kardeşimden alıp ilk yaptığımda, bir tepsiyi neredeyse iki kardeş birlikte bitireceklerdi. O gün bu gündür de sık sık yapılır oldu. Bu lezzetli kurabiyenin tarifini vermekte bu güne kısmet oldu;

Malzemeler :
  1. 2 yumurta
  2. 1 su bardağı toz şeker
  3. 1 su bardağından bir parmak eksik sıvı yağ
  4. 2 yemek kaşığı kakao
  5. 2,5 su bardağı un
  6. 1 paket kabartma tozu, 1 paket vanilya
  7. 3 yemek kaşığı damla çikolata
  8. 1 çay bardağı hindistan cevizi
Üzeri için;
  1. Bir paket bitter çikolata
  2. Hindistan cevizi
Hazırlanması :
  • Yumurta, şeker, sıvı yağ bir kapta karıştırılır.
  • Ardından un, kakao, kabartma tozu, vanilya, hindistan cevizi ve damla çikolata eklenir ve hamur yoğurulur.
  • Elde edilen hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparılır ve elle şekil verilir.
  • 175 derece fırında pişirilir.
  • Fırından çıkan kurabiyeler, önce benmari usulü eritilen bitter çikolataya sonra da hindistan cevizine batırılır.
Afiyet olsun...



17 Mayıs 2014 Cumartesi

Risale-i Nur Külliyatından Ölümün Mahiyeti

Soma'da yaşanan elim kazada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralı kurtulanlara acil şifa ve yakınlarını kaybedenlere sabır diliyorum.
Geçtiğimiz sene yayınladığım, Risale-i Nur külliyatında geçen ölüm ve mahiyeti konulu paragrafları derlediğim yayını ,tekrar yayınlamak istiyorum.

"Hazırlanınız; başka, daimî bir memlekete gideceksiniz. Öyle bir memleket ki, bu memleket ona nisbeten bir zindan hükmündedir."

Ölüm ehl-i îman için bir terhistir. Ecel, terhis tezkeresidir. Bir tebdil-i mekândır, bir hayat-ı bâkiyenin mukaddimesi ve kapısıdır. Zindan-ı dünyadan çıkmak ve bağistan-ı cinana bir uçmaktır. Hizmetinin ücretini almak için huzur-u Rahman’a girmeğe bir nöbettir ve dâr-ı saadete gitmeğe bir davettir.

Ehl-i îman için ölüm, vazife-i hayat külfetinden bir terhistir; hem dünya meydanındaki imtihanda, ta’lim ve ta’limat olan ubudiyetten bir paydostur; hem öteki âleme gitmiş yüzde doksan dokuz ahbab ve akrabasına kavuşmak için bir vesiledir; hem hakîki vatanına ve ebedî makam-ı saadetine girmeye bir vasıtadır; hem zindan-ı dünyadan, bostan-ı cinana bir da’vettir; hem Hâlik-ı Rahîminin fazlından, kendi hizmetine mukabil, ahz-ı ücret etmeye bir nöbettir.

Sizlere müjdeMevt îdam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz değil, sönmek değil, firâk-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in’idam değil.. Belki bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saâdet-i Ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbâbın mecma’ı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır.”

Ey biçâreler! Mezaristana göçtüğünüz zaman, “Eyvah! Malımız harab olup, sa’yimiz hebâ oldu; şu güzel ve geniş dünyadan gidip, dar bir toprağa girdik.” demeyiniz, feryad edip me’yus olmayınız... Çünkü: Sizin herşey’iniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükâfatını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Zât-ı Zülcelâl, sizi celb edip, yer altında muvakkaten durdurur. Sonra huzuruna aldırır. Ne mutlu sizlere ki; hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz. Zahmetiniz bitti, rahata ve rahmete gidiyorsunuz... Hizmet, meşakkat bitti; ücret almağa gidiyorsunuz...

Ey insan! Yaptığın hizmet, ettiğin ubûdiyet boşuboşuna gitmez. Bir dâr-ı mükâfat, bir mahall-i saâdet senin için ihzar edilmiştir. Senin şu fâni dünyana bedel, bâkî bir Cennet seni bekler. İbâdet ettiğin ve tanıdığın Hâlık-ı Zülcelâl’in va’dine îman ve i’timad et. O’na va’dinde hulfetmek muhaldir. Kudretinde hiçbir cihetle noksaniyet yoktur. İşlerine, acz müdahale edemez. Senin küçük bahçeni halk ettiği gibi, Cennet’i dahi senin için halk edebilir ve halk etmiş ve sana va’d etmiş. Ve va’dettiği için, elbette seni onun içine alacak. 

Ey insan! Fenâya, ademe, hiçliğe, zulümata, nisyana, çürümeye, dağılmaya ve kesrette boğulmaya gittiğinizi tevehhüm edip düşünmeyiniz! Siz fenâya değil, bekaya gidiyorsunuz. Ademe değil, vücûd-u dâimîye sevk olunuyorsunuz. Zulümata değil, âlem-i nura giriyorsunuz. Sâhib ve Mâlik-i Hakîki’nin tarafına gidiyorsunuz ve Sultan-ı Ezelî’nin payitahtına dönüyorsunuz. Kesrette boğulmaya değil, vahdet dâiresinde teneffüs edeceksiniz. Firaka değil, visale müteveccihsiniz.

Mevt, idam değil; tebdil-i mekândır. Kabir ise, zulümatlı bir kuyu ağzı değil; nûrâniyyetli âlemlerin kapısıdır. Dünya ise, bütün şaşaasıyla âhirete nisbeten bir zindan hükmündedir. Elbette; zindan-ı dünyadan bostan-ı cinâna çıkmak ve müz’iç dağdağa-i hayat-ı cismâniyyeden âlem-i rahatâ ve meydan-ı tayeran-ı ervaha geçmek ve mahlûkatın sıkıntılı gürültüsünden sıyrılıp Huzur-u Rahmân’a gitmek; bin can ile arzu edilir bir seyahattir, belki bir saadettir.

Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.

Dünya bir misafirhânedir. İnsân ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyyeye lâzım olan levazımatı tedârik etmekle mükelleftir.

Dünyanın yüz bahçesi, fâni olmak haysiyetiyle, âhiretin baki olan bir ağacına mukabil gelemez. 

Dost istersen Allah yeter. Evet o dost ise, herşey dosttur.
Yârân istersen Kur’ân yeter. Evet ondaki enbiya ve melâike ile hayalen görüşür ve vukuatlarını seyredip ünsiyet eder.
Mal istersen kanaat yeter. Evet kanaat eden, iktisad eder; iktisad eden, bereket bulur.
Düşman istersen nefis yeter. Evet kendini beğenen, belâyı bulur zahmete düşer; kendini beğenmeyen, safâyı bulur, rahmete gider.
Nasihat istersen ölüm yeter. Evet ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve âhiretine ciddî çalışır.


                                               
Ruhum oldukça müebbed, ebedîdir ömrüm,
En büyük vuslata Allah’a çıkan yoldur ölüm.


                                                      Risale-i Nur Külliyatından



12 Mayıs 2014 Pazartesi

Mutfak Takımı Diktim

Uzun zamandır dikmeyi istediğim mutfak takımını sonunda diktim. Kumaşı ilk aldığımda 'nasıl durur acaba' diye tereddütlerim olsa da, sonradan bu kumaşı ve rengini mutfağıma çok yakıştırdım. 
Mutfak takımını; duck keten kumaştan, iki rengi kombin yaparak diktim.

Buzdolabı örtüsü;

masa örtüsü ve runner;

perdesi;

ekmek torbası;

Ve poşetlik;

Ve toplu bir bakış;

Herkese huzurlu ve sağlıklı günler diliyorum...











21 Nisan 2014 Pazartesi

Kahvaltılık Ekmekler

Bizim evde ekmek tüketiminin en eğlenceli şekli, yumurtalı ekmeklerdir. 


Çocuklar için ekmeği, sevdikleri kurabiye kalıpları ile kesiyorum. Sonra ekmeklerin üstüne süt, yumurta, rendelenmiş kaşar ve çok az da yağ ile yaptığım karışımı döküyorum. Ve fırında üzerileri kızaran neşeli ekmeklerimiz yenmeye hazır hale geliyor...
Sağlıklı, mutlu ve güzel bir hafta geçirmeniz dileklerimle...

30 Mart 2014 Pazar

Pembe Elbise



Bu kış kendi adıma, dikiş dikmek açısından çok da verimli geçmedi. Neyse ki kızımın ısrarla kendisine pembe elbise dikmemi istemesi sonucunda, dikiş makinemin başına oturabildim. Elbiseyi, pembe renkte fitilli kadife kumaştan diktim.

Arkadan düğmeli bir elbise modeli idi. Bu modeli, bir burda dergisinden çıkarmıştım. Aslında çocuklar için verilen en küçük kalıbı çıkartmama rağmen, 5,5 yaşındaki kızıma elbise kalıbı biraz büyük geldi. O yüzden kalıpta biraz değişiklik yaptım.


Kol manşetlerine, etek ucuna ve elbisenin yakasına açık pembe renk iple süs dikişleri yaptım. Elbisenin bel kısmına da kumaştan yoyo çiçekler yaptım ve ortalarına inciler diktim. 
Ortaya çıkan sonuçtan; hem kızım, hem de dikiş dikmeyi özleyen ben oldukça memnun kaldık. 



20 Mart 2014 Perşembe

Oraletli Pasta

Taşınmak hem zor, hem heyecanlı, hem yorucu, hem de hayatımıza yenilik katan güzel bir durum. Aynı zamanda benimde bir süredir yazı yazamama sebebim. İşlere tatlı bir mola vererek, sizlere nefis ve bir o kadar da lezzetli bir tarif vermek istiyorum.
Oraletli pasta, yapmayı ve yemeği en sevdiğim sütlü tatlılar arasında ön sırada. Nedeni ise, sadece lezzeti değil. Bu pasta, yıllar yıllar önce yapmayı denediğim ilk sütlü tatlı olmasının yanı sıra, eşimin favori tatlısı. "Hangi pastayı yapsam acaba?" diye sesli düşündüğümde, "oraletli pasta" kendisi tarafından adı ilk söylenen oluyor. Tarifi ise çok sevdiğim bir dostuma ait...


Oraletli pasta:

Malzemeler:

Muhallebisi için;
  • 1 litre süt
  • 1 su bardağı nişasta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 paket vanilya
  • 2 yemek kaşığı tereyağı
Arasına; 1-2 paket burçak bisküvi

Üzeri için;
  • yarım litre su (2,5 su bardağı)
  • yarım su bardağı nişasta
  • yarım su bardağı şeker
  • yarım su bardağı portakallı oralet
Hazırlanması:
  1. 1 litre süt, 1 su bardağı nişasta, 1 su bardağı şeker bir tencereye alınır ve karıştırılarak muhallebi kıvamında pişirilir. Ocaktan alınca vanilya ve tereyağı da eklenir.
  2. Pişen muhallebinin yarısı borcama dökülür ve muhallebinin üzerine burçak bisküviler yerleştirilir. Ardından kalan muhallebi de bisküvilerin üzerine dökülür.
  3. Daha sonra üzeri için gerekli malzemelerin hepsi karıştırılarak pişirilir. Ve muhallebinin üzerine dökülür.
  4. Kıvam alması için en az 2 saat buzdolabında bekledikten sonra tatlı servise hazır hale gelmektedir.




26 Şubat 2014 Çarşamba

Pembe Örgü Kazak

Kızım, her çocuk gibi, anneannesine bulduğu her fırsatta nazlanmayı çok seviyor. En son "Anneanne sen pembe kazak örmeyi biliyor musun?" dedi. Sağolsun anneannemiz cevabını bu şirin kazakla verdi.


Bir sabah uyandığında, kazağı yanı başında gören kızımın sevinci görülmeye değer bir görüntüydü. Hatta o kadar sevdi ki, yatarken de dahil olmak üzere, üzerinden çıkarmak pek mümkün olmuyor.


Herkese sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler diliyorum...






23 Şubat 2014 Pazar

Futbol Sahası Pasta

Geçtiğimiz ay içerisinde oğlumun 7. doğum günü vardı. Doğum günü, benim oldukça yoğun olduğum bir döneme denk gelse de, biricik oğlumu kıramadım ve neyse ki  iki arada bir derede istediği pastayı yapabildim. 
Pastamız,bana göre her ne kadar aceleye gelmiş olsa da oğlumu mutlu etmeye yetti. 
Bu aralar futbola ilgi duymaya başlayan oğlumun, futbol sahası şeklindeki pastası;


Kurabiyeler için ise, kırmızı arabalar istedi;


İnşaallah tüm hayatı boyunca istekleri hayırlısıyla olur. Benim tek istediğim ise, evlatlarımın mutlu, huzurlu, sağlıklı olmaları ve hayırlı bir ömür geçirmeleri...






17 Şubat 2014 Pazartesi

Örgü Süveter

Şubat ayı İstanbul'da oldukça ılık geçiyor gibi görünse de, arada bir soğuk hava kendisini gösteriyor. Böyle durumlarda çocuklar için örgü yelek ve süveterler çok işe yarıyor.
İşte kızımın en sevdiği süveteri. Geçen sene teyzesi örmüştü.


Herkese huzurlu, mutlu, sağlıklı günler diliyorum...

7 Şubat 2014 Cuma

Karne Hediyesi

Kızımın gittiği anaokulu öğrencilerine, karnelerinin yanında vermek için, üzerlerinde isimlerinin yazılı olduğu kurabiyelerden hediye etmek istedi. Bana da büyük bir zevkle kurabiyeleri yapmak kaldı...


Şifa Sarayının sultanları ve paşaları,


Ve bu da bizim evin sultanının kurabiyesi,

Sizlerde özel günlerinize şeker kurabiyelerle lezzetlendirmek ve renk katmak ve isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz.
İletişim ve sipariş: 









1 Şubat 2014 Cumartesi

Kumaş Torba

Annemin evine her gittiğimde,eskileri karıştırmayı çok severim. Sanırım bunun nedeni, evlenmeden önce ilgimi çekmeyen bir çok şey, artık ilgi alanıma girmiş bulunmakta. Özellikle de emek emek yapılan el işleri...
Geçtiğimiz yaz annemin bundan yaklaşık elli yıl önce, okul yıllarında diktiği, kirli çamaşır torbası dikkatimi çekti. Hem kumaşı, hem de modeli çok hoşuma gitti. Hiç kullanılmadan sandıkta duracağına bunu ben bir şekilde değerlendireyim diye aldım, getirdim.

Üst kısmında çamaşırları koymak için bir bölüm var. Alt kısmında ise küçük cepler var.


Yalnız kızım bunu görünce, hemen sahiplenmek istedi. Bebeklerini koyacakmış içine. Annesinin kızı... O da benim gibi... 

15 Ocak 2014 Çarşamba

Yeniden Keçe Magnet

Daha önce keçe ve mıknatıs kullanarak yaptığım süsleri, bu sefer birbirinden tatlı üç kız kardeşe hediye etmek için yaptım.
Aynı zamanda isimlerinin de baş harflerini taşımakta bu süsler. Zeynep Sultan, Melek Suğra ve Beyza Nur...


Herkese huzurlu, sağlıklı ve mutlu günler diliyorum...



6 Ocak 2014 Pazartesi

Angry Birds Pasta ve Kurabiyeler

Geçtiğimiz bir ay, bizim ailemiz açısından oldukça bereketli bir dönem. Çünkü 2 yeğenimin ve oğlumun doğum günü bulunmakta bu zaman aralığında. Biz büyükler için yoğun geçse de bu dönem, ailedeki çocuklar bu durumdan gayet memnun.

Bir kaç hafta öncesinde ablamın oğlu Enes'in Beşiktaş temalı doğum günü pastasını ve kurabiyelerini paylaşmıştım. Sırada abisi Ahmet Sait'in doğum günü vardı. Ahmet, bizim ailenin ilk torunu, ilk yeğeni ve ilk göz bebeği. Ahmet, Kurabiyeli Şeker için yaptığım kurabiyeler arasında, angry birds figürünü çok beğendiğini söylemişti önceden. Bu da bizim fikir kaynağımız oldu pastasını yaparken...

Kurabiye yaparken pastaya uygun olması için angrys birds figürünü kullandık yine. Bunun yanı sıra, Ahmet için önemli ve özel ayrıntıların figürlerini de yaptık.


Doktor olmak istemesi, E-Biko da kazandığı birincilik madalyası,


Bir öğrencinin olmazsa olmaz ders kitapları ve kalemi, okula giderken metro kullanması, basketbol topu, kulaklıkları ve telefonu, yazın Isparta, İstanbul ve Kahramanmaraş arasında gidip gelmesi gibi...

Ahmet'im iyi ki doğdun, doğum günün kutlu olsun...Sevdiklerinle birlikte hayırlı, sağlıklı ve mutlu nice güzel yıllar geçirmen dileklerimle...

Not: Sizde sevdiklerinize güzel ve özel hediyeler vermek isterseniz, kurabiyeli şekere bekleriz...
İletişim ve sipariş için:  kurabiyelisekerler@hotmail.com
                  
                          Facebook